Makalemizin konusunu, mevzuatımızda özel ve önemli bir yer işgal eden ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 234’üncü maddesinde düzenlenmiş olan Gider Pusulasının tanımı ve çeşitli uygulama alanları oluşturmaktadır.
234’üncü maddeye göre Gider Pusulası;
“Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin:
Vergiden muaf esnafa;
Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaftarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.”
şeklinde düzenlemiştir.
Kanun metnindeki tanımlama uyarınca gider pusulası, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler tarafından düzenlenen bir vesika olup iş bu mükelleflerce düzenlenen vesikalar vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde kabul edilmektedir.
Yine, kanun metninde atıfta bulunulan diğer bir konu, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de gider pusulası tanzim edileceğidir.
Anılan maddenin son fıkrasında ise Gider Pusulasının neleri ihtiva edeceğini şu şeklide açıklanmıştır; “Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur.”
-Gider Pusulasında Vergi Tevkifatı
Bu husus, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinde düzenlenmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm ihtiva eder.
“Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.”
Gelir Vergisi Kanunun 94’üncü maddesinin 13 numaralı bendinde esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığı yapılan ödemelerden yapılacak kesinti oranları aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
"…
a) 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (6) ve (8) numaralı bentlerinde yer alan emtia bedelleri veya bu emtianın imalinde ödenen hizmet bedelleri üzerinden %2,
b) Hurda mal alımları için % 2,
c) Diğer mal alımları için % 5,
d) Diğer hizmet alımları (a, b ve c alt bentleri hariç olmak üzere mal ve hizmet bedelinin ayrılamaması hali de bu kapsamdadır) için % 10,"
vergi tevkifatı yapılır.
Gelir Vergisi Kanununun 9’uncu maddesinde Vergiden Muaf Esnaf kavramı tanımlanmış olup vergi tevkifatının esnaf muaflığından yararlananlara uygulanması yine bu maddenin, ”Bu muaflığın, 94 üncü madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye şümulü yoktur.” hükmüylesağlanmaktadır.
GİRİŞ BÖLÜMÜNDEN SONRA YAZIMIZIN BAŞLIĞINI DA OLUŞTURAN DURUMU ŞU ŞEKLİDE İZAH EDEBİLİRİZ;
Vergi Mükellefi Olmayanlardan Mal Alımında Kullanımı
Vergi mükellefi olmayan kimselerden alınan mallara ilişkin olarak öncelikle dikkat edilmesi gereken husus; satıcının bu faaliyetinin devamlılık arzedip etmeyeceğidir. Şayet, bu faaliyet devamlılık arzediyorsa, satıcının mükellefiyet tesis ettirmesi gerekmektedir. Bu halde, satıcı, kendi düzenleyeceği fatura ile satışını yapacak ve vergilerini kendisi ödeyecektir. Diğer taraftan, satıcının bu faaliyeti devamlılık arzetmiyorsa, yapılan alım Gider Pusulası düzenlenerek belgelendirilmelidir.
Katma Değer Vergisi açısından bakılacak olursa, satış işlemi devamlılık arzetmediğinden 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1’inci maddesine göre KDV’ye tabi olmayacaktır. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, yayınladığı 23/11/2011 Tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV 28-2108 Sayılı Özelgesi ile bu yönde görüş bildirmiştir.
Gelir Vergisi açısından bakılacak olursa;
Gelir vergisi yönünden tevkifat yapılması için satıcının esnaf muaflığından yararlanması gerekmektedir. Bu halde, tevkifat oranı Gelir Vergisi Kanununun 94/13’üncü maddesinin (a),(b) ve (c) alt bentlerine göre belirlenecektir.
Diğer taraftan, vergi mükellefi olmayıp esnaf muaflığından da yararlanmayanlardan, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94/10-b maddesine göre, gerçek ve tüzel kişilerin mallarını iş akdi ile bağlı olmaksızın bunlar adına kapı kapı dolaşmak suretiyle tüketiciye satanlara bu faaliyetleriyle ilgili olarak yapılan komisyon, prim ve benzeri ödemelerden % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.